Geleceğin şehirlerine ikonik kamusal bina önermeleri

Bir gün sonra, 8 Kasım’da, tüm dünyada Şehircilik Günü kutlanacak. Mimarlık ve yapı sektörü profesyonellerinin odağındaki şehirler, kitlesel yaşam formunda hayatını sürdüren insanlık için büyük önem taşıyor. Her geçen gün göç alan, nüfus yoğunluğunun hızla arttığı şehirlerin; enerji, alt yapı, ısınma, temiz su kaynakları, arıtma, çöp toplama, ayrıştırma, geri dönüşüm ve ulaşım konularının doğru planlanması ve uygulanması ekolojik sürdürülebilirlik için de kaçınılmaz…

Geleceğin şehirlerinin konuşulduğu bu süreçte, biz de, ‘şehir’li olmanın ne olduğuna projeksiyon tutan altı fütüristik kamu binası projesini vitrine taşıyoruz… 2015 WAN Gelecek Projeleri Kamusal Bina Ödülleri’nin altı finalisti… Bu projeler, belirli tipolojilerini ileriye götüren kavramları kutlayan ’sadece tasarım’ projelerinin kutlaması niteliğinde.

Final listesine giren bu altı proje, farklı tipolojilerin bir kesitini sergiledi. Jüri, sunum kalitesi, orijinallik, inovasyon, form ve özel kalite, sürdürülebilirlik ve içerik dahil olmak üzere birçok faktöre göre projeleri değerlendirdi. 30 projelik uzun listeyi sadece altıya indiren konunun uzmanları, fikirlerini açıkça dile getirmekten çekinmedi.

İşte o finalistler…

 

 

Roger Partners tarafından tasarlanan Constitution Gardens

Washington DC, Amerika

1970’lerde planlanan sıkıştırılmış, eğimli, ormanlık pasif park orijinalliğini korurken yeni kullanım alanları ve etkinlikler de sağlıyor. Restoran, imtiyazlar, geniş büyük bir merdiven ve açık hava gözlem yeri içeren yeni köşk bahçeler için bir bağlantı sağlıyor. Bina geçişleri, alışveriş merkezinin yüksek arazisinden göl yolunun üzerindeki etkileyici konsolla bahçenin oyuklarına geçiyor. Köşk, çağdaş tektoniğin modern biçimi ve ekolojisi ile peyzaja entegre olacak şekilde tasarlanmış. Bahçeleri çevreleyen yükseklik ve ekim yoğunluğu, şehirden gösterişi artırmak için yükseltilmiş. Projenin çiziminden çok net algılanabildiğini belirten jüri üyelerini tasarımın yalınlığı etkiledi.

 

ANX / Aaron Neubert Mimari tarafından tasarlanan Sonic Scape: The House of Hungarian Music

Budapeşte, Macaristan

Macar Müzik Evi Bela Bartok ve Zola Kodaly gibi bestecilerin ruhu ile, ülkenin etkili müzikal tarihi boyunca müziğe hipnotize olma alanı yaratacak. HHM, çağdaş ve tarihi gelenekleri ortaya koyan, açık, erişilebilir ve esnek bir mekan görevi görecek.

Bu mekan sadece müzik için deneyimsel ve etkileşimli bir sunum olarak değil, aynı zamanda kent sakinlerini karşılayarak, diğer farklı etkilerden yararlanarak Budapeşte kent manzarasına açık ikonik bir işaret olarak da görev alıyor. Binanın site ile olan ilişkisi, park faaliyetlerini Macar Müzik Evi aracılığıyla akmaya teşvik etmek için ve aynı şekilde müzik faaliyetlerinin parka ulaşması için geliştirilmiştir. Jüri, bina ile çevresindeki park ile entegrasyonunu; “Bir kamu binası ve ilgi çekici bir yapı” olarak tanımladı.

Macar Müzik Evi, çok çeşitli ve gelişen bir cephe öneriyor… Yerel ve kamu mimarisi referanslarıyla, geleneksel Macar müzik aletleri ve çağdaş akustik geometriler, mimari ile çağrışım yapıyor.

 

EFFEKT Mimarları tarafından tasarlanan GAME StreetMekka

Esbjerg, Danimarka

Çok amaçlı kültür merkezi, asıl olarak orta avluda tipik bir tren motoru sedanesi olarak tasarlanan mevcut yapının yeniden yorumlanmasıdır. Merkezin ayırıcı özellikteki ham endüstriyel estetiği bunu yansıtıyor. Yeni salonlar, her biri kendine özgü işlevleri ile çeşitli açık ve kapalı alanlarda aynı geometride, çok fonksiyonlu bir sokak kültürü bileşiminde yer alıyor.

Kültür Merkezi, sokak sporlarını yılın her günü, İskandinav ikliminde bile yapılabilir hale getirme amacıyla tasarlandı. Sokak sporunun yapılandırılmamış karakteri, yeni bir tesis şeklini talep ediyor. Bunu göz önünde bulunduran EFFEKT Mimarları, terk edilmiş bir endüstriyel tren motor deposunu canlı, kültürel ve sosyal bir platforma dönüştürmek için teklifte bulundu. Jüri, tasarımın kamu kullanımı açısından ihtiyacı karşıladığını, kapalı spor salonu ve geniş açık sosyal alanın etkileşim için havalı ve dinamik bir ortam olduğunu, gençlerin bunu sevecekleri görüşünde karar kıldı.

Tren motoru santrali, gelişmekte olan örgütsüz sokak faaliyetlerinin yeni dalgasını destekleyen ve benimseyen bir tesise dönüştürülür. Sonuç; canlı sokak kültürünün ve otantik kültürel mirasın korunmasının sinerjisidir…

 

Adrian Smith + Gordon Gill Mimarlık tarafından tasarlanan İstanbul Cultural Center*

İstanbul, Türkiye

İstanbul’da bulunan ve kültürel yapılar olarak entegre bir grup olarak tasarlanan merkezin ilk amacı, İstanbul sakinlerine ve ziyaretçilerine, kültürel mekanlara ve çeşitli kamusal alanlara erişebilmelerini sağlamak. Opera merkezi, konser salonu, bir amfi tiyatro ve sinema içeren halka açık alanı ve parkı birbirine bağlayan, tamamen erişilebilir peyzajlı bir geçit altına kültürel binalar yerleştirince ziyaretçiler; deniz, meydan ve parkın eşsiz manzaralı ikonik bir açık gözlem platformuna doğru yürümek zorunda kalacaklar.

Merkezin ana girişine Taksim Meydanı’ndan hafif eğimli bir yolla direkt ulaşılabiliyor. Opera girişi ve Taksim Meydanı’na bakıldığında; meydanla aralarındaki orijinal ilişki korunurken geniş bir merdiven, opera girişinde plaza manzarasına sahip. Sergi alanı, kültür merkezinin girişinden ulaşılabilir yapıda, konser ve opera salonunun arasında, merkezi olarak konumlandırılmıştır. Projenin farklılığını oluşturan etmenler çevresindeki yapılar ve kültürel kompleks arasındaki kültürel bağlantıları açması ve genişletmesi, binayı kültürel programlar arası bir ağ haline dönüştürmesi ve kamusal açık-kapalı alanlar içermesi. Proje, her iki kullanım için de son derece güçlü bir peyzaj entegrasyonuna sahip. Ziyaretçiler parkın tadını çıkarabilir ya da binaları ziyaret edebilir.

Jüri, binanın karmaşıklığını dikkat çekici buldu ve içinde bulunduğu kentsel konuma birçok seviyede çok güçlü bir katkı yaptığına karar verdi.

* Proje, 1.lik ödülünü kazandı.

 

 

Myefski Mimari tarafından tasarlanan Culture House-Theatre

Bodo, Norveç

İç marinanın sonunda yer alan Bodo Culture House, içte ve dışta tiyatro gösterilerine ev sahipliği yapmakta. Site, güneybatı uçta yer alan Kulturkvartalet/Şehir Kültür Kampüsü’ne demirlerken, liman gezi yerlerinden yaya yaklaşımını destekler.

Bölgeyi çevreleyen Glomma Nehri ile tasarım, birbirine geçen formlardan oluşan ikonik bir yapıya kavuşuyor. Ana giriş, tekne gövdesi gibi yaylı bir cam perdedir. Yarı saydam derinin kıvrımlı katmanları, yapının kaburgaları arasındaki binanın ömrünü ortaya çıkarır. Jüri, projenin çok kuvvetli, güçlü bir formu olduğunu ve konumuna çok iyi uyduğu konusunda hem fikir oldu.

İki tiyatro salonuna ulaşmak için ziyaretçiler, üçüncü kattaki iç teraslara giden büyük merdiveni tırmanıyor. Ana tiyatro salonunun koltukları aşağı doğru durarak sahneyi sergiliyor. Daha küçük deneysel tiyatro salonu, aktivitenin görkemli prodüksiyon içerisinde görülebilmesini sağlamak amacıyla stratejik olarak yerleştirilmiş.

 

J. Pan & Partners tarafından tasarlanan Museum of Art

Yeni Taipei, Taiwan

Sanat Müzesi, Kuzey Tayvan’ın en kalabalık şehri olan Yeni Taipei şehrinde bulunan sanat, mimari ve peyzajı bir araya getiriyor. Bir müze, sergi salonu ve bitişik parktan oluşan projenin tasarım konsepti, dağ köyünün kullanımını, sanat, mimari ve peyzajı bir araya getirmeyi amaçlıyor. Yığın yarı saydam cephelere sahip çağdaş sanat galerileri serisi, manzara üzerinde gezinen bir döngü noktası oluştururken, kütle oluşturma konusundaki proje hacmi, sitenin topografyasını yansıtıyor.

Jüri, tasarımı, entegre olmuş kübik şeklin çok değişik versiyonu olarak yorumladı. Örtülü yapısı ile işlevselliğini çok net bir şekilde ifade eden proje, bunu, daha önce görülenlerden stil olarak açıkça farklı olan dikey ve doğrusal bir yolla yapıyor.