Ana Sayfa Su'ya DairEKOLOJİ 22 Mart 2023 Dünya Su Günü: “Ortaklıklar ve İşbirliği Yoluyla Değişimi Hızlandırmak”

22 Mart 2023 Dünya Su Günü: “Ortaklıklar ve İşbirliği Yoluyla Değişimi Hızlandırmak”

Yazar: Eşref ATABEY

Her yıl 22 Mart günü tatlı su kaynaklarının önemine dikkat çekmek için Dünya Su Günü olarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ilan edildiği 1993 yılından bu yana kutlanmaktadır. Dünya Su Günü, gerek Birleşmiş Milletler üyelerinin, gerekse diğer ülkelerin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik amacıyla bu isme bir gün vermek anlamında oluşturulmuştur. 1995 yılından bu yana Dünya Su Günü için belirlenen tema konuları bulunmaktadır. 2021 yılının tema konusu “Suyun Değeri”, 2022 yılınınki “Yer Altı Suyunu Görünür Yapmak” olarak belirlenmiştir. 2023 yılının tema konusu da “Ortaklıklar ve İşbirliği Yoluyla Değişimi Hızlandırmak”.

Bugün dünyayı en çok ilgilendiren çevre sorunu ve Birleşmiş Milletlerin Çevre Deklarasyonu, ilk defa, Hitit Kralı 4. Tutalya tarafından deklere edilmiştir. 4. Tutalya: “Su kaynakları tüm nesillerin korunması gereken malıdır. Her kim ki su kaynaklarını tahrip ede, hayvanını getirip buraları kirlete, çöp ata; orada cezalandırıla. Bu kaynakları kutsuyorum” diyor. Bu nedenle Anadolu’da su çıkan her yere bir anıt yapılmıştır.

Suya dair, bir Anadolu köylüsünün ağzından “su gibi aziz ol” sözünü duymak çok olağandır. Hepimiz suyun ‘aziz’ bir varlık olduğunu bilmekteyiz. Yaşam, su ile başlamıştır ve susuz yaşam olanaksızdır. Tüm canlılarda biyokimyasal reaksiyonlar su aracılığıyla oluşur. Günlük insan işlevleri içinde suyun önemli bir yer tutması ve insan vücudunda en bol bulunan bileşiğin su olması bu yüzdendir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 28 Haziran 2010’da aldığı karar ile su hakkını temel bir insan hakkı olarak tanımıştır. Söz konusu karar; “Güvenli ve temiz içme suyu ve yeterli sağlık koşulları hakkını, yaşam hakkı ve tüm insan haklarından yararlanmak için temel olan bir insan hakkı” olarak ele almaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtildiği gibi, yaşam hakkını tanıyan ve güvenceye alan bütün hukuki metinlerde, aynı zamanda bireyin ve toplumun su hakkı da tanınmış ve güvenceye alınmış ve bu mevcudiyet, kalite ve erişebilirlik diye tanımlanmıştır.

Mevcut su kaynakları korunmalı

Yeryüzünün yüzde 71’i sularla kaplı olmasına karşın, bu suların ancak yüzde 3’ü kullanılabilir tatlı sudur. Üstelik bu tatlı suyun yüzde 75’i donmuş halde kutuplarda ve kutuplara yakın bölgelerde bulunmaktadır. İnsanların kullanmak amacıyla ulaşabileceği tatlı sular dünyadaki su miktarının ancak yüzde 1’idir. Bu gerçek göz önüne alınırsa neden tatlı su kaynaklarının korunması, mevcut suların dikkatli ve kontrollü kullanılmasının gerekliliği daha iyi anlaşılabilir. Nüfus arttıkça ve endüstri geliştikçe, suya, özellikle içme ve kullanma suyuna olan talep artmaktadır. Sadece yeni su kaynaklarının bulunması değil, var olan su kaynaklarının kirlilikten korunmasını ve suyun besleniminden daha fazla yer altından çekilmesini engelleyerek uygun işletilmesinin sağlanması gerekmektedir.

Türkiye’de, nüfus artışı, hızlı kentleşme ve sanayileşme faaliyetleri sonucunda suya artan talep ile birlikte, su kaynaklarının etkin olarak kullanımı ve korunması büyük önem kazanmıştır. Türkiye, su kaynakları açısından ve kişi başına düşen miktara göre, su fakiri bir ülke olarak görülmesinin yanı sıra, mevcut su kaynaklarının ülke geneline dağılımı da eşit değildir. Nüfusun ve sanayileşmenin hızla artması, tarımsal gübre ve ilaçların kullanımının giderek yaygınlaşması bağlamında su azlığı çeken ülke konumunda olan Türkiye’nin, 20-30 yıl sonra geri dönüşümü imkânsız su sorunlarıyla karşı karşıya kalacağı açıktır.

Tatlı su varlığı insan kaynaklı kirleniyor

İhtiyacımız olan suyun büyük bir bölümünü yüzey sularından yani baraj ve göllerden bir kısmını da yer altından sağlamaktayız. Söz konusu nüfus baskısının diğer bir boyutunu kentsel alanlardaki suya erişim sorunları oluşturur. Tatlı suyun çoğunluğu insanlar tarafından kirletilmiş durumdadır. Türkiye’deki akarsular kadar göller de hızla kirlenmektedir. Çoğu su kaynakları arsenik, florür, klorür, sülfat, nitrit ve radon gibi element ve bileşiklerle doğal yolla, çok dahası her türlü maden pasa ve atıkları, siyanür bileşikleri, mıcır-taşocağı ve mermer ocakları, çöp atıkları, düzenli depolama alanları, zirai ilaçlama ve gübreleme, jeotermal suların alıcı dere ve nehirlere-tarım alanlarına boşaltılması, kömür santralleri kül atıkları, lağım, kimyasal atıklar, deterjanlar gibi insan aktiviteleri sonucu kirlenmektedir. Kirlenmede yer altı suyunun pompalaması, çölleşme ve barajların büyük rolü bulunmaktadır. Kirlenen suyu temizlemek kirlenmesini engellemekten daha pahalıya gelmektedir.

Her geçen gün iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi hissedilmektedir. Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerini derinden yaşayacak ülkelerden biri olarak gözükmektedir. Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklığın gelecek yıllarda 2,5°C artacağı, bunun Ege ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde 4°C’ı, iç bölgelerinde ise 5˚C’ı bulacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’de iklim değişikliğinden kaynaklanan yaz sıcaklıklarının artması, kış yağışlarının azalması (Özellikle batı illerinde), yüzey sularının kaybı, kuraklık, toprağın bozulması, kıyılarda erozyon ve su baskınları gibi etkilerle olabilir.

Damarlarımızda dolaşan kan gibi su da stratejik bir maddedir.

Su kaynaklarının korunması, suyun kullanımı ve güvenli içme-kullanma suyuna erişim için;

  • Mevcut içme suyu kaynaklarından akılcı ve bilimsel yöntemlerle, koruma alanlarını belirlenerek, kirletmeden, uygun verimlilikte ve aşırı işletmeye gitmeden yararlanılmalıdır.
  • Yağmur suyu hasadı yapmak için binaları buna uygun inşa etmeli, hasat ettiğimiz suyu bahçe sulaması, zirai sulama, araba yıkama, tuvalet suyu, temizlik gibi amaçlarla kullanmalı,  içme suyunu aynı anda bu amaçlar için kullanmamalıdır.
  • Sistemde kaçak azaltma, verimli su kullanan araç ve gereçler, sürdürülebilir planlama, yağmur suyu hasadı, suyu yeniden kullanım, suya duyarlı kentsel tasarımla suyu korumalıyız.
  • Su kıt bir kaynak olarak ele alınmalıdır. Entegre su kaynakları yönetimi benimsenmelidir.
  • Su kaynakları artan nüfus, kentleşme, sanayi, madencilik ve tarımsal faaliyetleri sonucu ortaya çıkan kirleticilerden korunmalıdır. Su kaynakları konusunda uzun vadeli planlamalara gidilmelidir.
  • Su güvenliği planları oluşturulması kaynaktan musluğa su kalitesi süreci sistematik hale getirilmelidir.
  • İçme-kullanma suyu yönetimi büyükşehir belediyelerinde olduğu gibi tüm illerde tek elden yürütülmelidir.
  • Suyun yüzde 72’si tarımda, yüzde 18’i sanayide kullanılmaktadır. Suyu tasarruflu kullanan sulama teknolojileri geliştirilmelidir.
  • Organik tarımı destekleyen politikalar ve uygulamalara yer verilmelidir.
  • Üründe çeşitlilik su kaynağına göre planlanmalıdır. Su kıtlığı olan yerlerde çok su tüketen mısır, şeker pancarı, pamuk, yonca gibi ürünler yetiştirilmemelidir.
  • Sanayide kullanılan su arıtılmadan çevreye deşarj edilmemelidir.
  • Suyun korunmasında halkın eğitimi son derece önemlidir. Su savurganlığına yönelik çalışmalar yapılmalı.
  • Bir bireyin, toplumun veya iş kolunun tükettiği malların ve hizmetlerin üretimi için kullanılan veya üreticinin mal ve hizmet üretimi için kullandığı toplam temiz su kaynaklarının miktarı olan ‘’Su Ayak İzi’’ her alanda hesaplanarak, geleceğe dair su ihtiyacı ve planlamalarının buna göre yapılması gerekmektedir.
  • Ulusal ve bölgesel kalkınma planlarında sektörlere yönelik stratejilerin (tarım, sanayi, kentleşme, enerji ve turizm) su politikalarına entegre edilmesi ve bunlarla uyum içinde olması sağlanmalıdır.

Dr. Eşref Atabey

Jeoloji Yüksek Mühendisi / Tıbbi Jeoloji Uzmanı / Yazar

Kaynaklar

Eşref Atabey. 2021. Su Damlası. Sarmal Kitabevi. 1.Baskı, 228s. İstanbul.

Eşref Atabey. 2018. Suyun Hikayesi. 615s. Asi Kitap. İstanbul.

İlgili Diğer Haberler

Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanır. Bu konuda sorun yaşamadığınızı varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku