Ana Sayfa MimarcaProjelerKamusal Alanlar Dalaman Ovası’nda olası depremin yıkıcı etkisi

Dalaman Ovası’nda olası depremin yıkıcı etkisi

Yazar: Eşref ATABEY

Muğla Dalaman Ovası, Dalaman Çayı’nın uzun yıllar boyunca biriktirdiği alüvyonların oluşturduğu çok geniş bir alana yayılan, Türkiye’nin en yüksek verim alınabilen tarım alanlarındandır. Dalaman Ovası, tektonik nedenlerle çökmüş, alüvyonlarla doldurulmuş bir ovadır. Jeolojik olarak Orta Miyosen ve Pliyosen Dönemi’nde (15 ile 1.8 milyon yıl arası) oluşan dikey yönlü tektonik hareketlerle çevresi yükselmiş, ovanın bulunduğu alan çökerek koy halini almıştır. M.Ö. 500 yılından sonra Dalaman Çayı taşıdığı alüvyonlarla koy dolmuş ve bugünkü ova oluşmuştur [1].

Türkiye’nin tarım yapılan en verimli topraklarına sahip Dalaman Ovası, Osmanlı İmparatoru III.Selim’in annesi Mihrişah Hatun’a hediye edilmiş; bugünkü Tepearası, Eskiköy, Dalyan, Ortaca, Akıncı, Güzelyurt ve Dalaman’ın tamamını kapsayan, zamanında 360 bin dekar çiftlik alanıdır. 1905 yılından 1928 yılına kadar II.Abbas Hilmi Paşa mülkiyetinde kalmıştır. Dalaman toprakları, 1928 yılında bir Fransız şirketine kiralanmış; 1938 yılında, Devlet Ziraî İşletmeleri Kurumuna bağlı olarak kurulmuştur. Günümüzde toplam 33.630 dekar arazisi (önceleri daha fazla) ve bunun da 24.369 dekarı sulanan TİGEM arazisi vardır [2, 3, 4].

Dalaman mevcut yerleşimi

Muğla Dalaman ilçe merkezi, bu tarım topraklarında, solda ve aşağıdaki fotoğraflarda görüldüğü üzere, Dalaman Ovası’nın alüvyonu en zayıf zemininde kurulmuş ve şehir, bu ovaya yayılarak genişlemektedir.

Dalaman’ın deprem potansiyeli

Dalaman’ın deprem potansiyelini anlayabilmek için önce tektonik konumuna bakmamız gerekiyor. Anadolu’nun güneyinde Afrika-Arap levhaları ile Avrasya levhalarının sınırlarında Akdeniz’de Girit Adası’nın güneyindeki deniz tabanında Helenik-Kıbrıs yayı bulunmaktadır. Helenik-Kıbrıs yayı, Türkiye’nin güney kıyısı yakınlarında, Girit adasının güneyinden geçerek kuzeydoğu yönünde Rodos adasının güneyinden Dalaman kıyılarına doğru uzanır.

Akdeniz’in en derin yeri haritada görüldüğü üzere, Rodos adası kuzeydoğusu ile Dalaman sahili arasındaki 4250 m olan çukurluktur. Bu arada oluşmuş derin hendek, Afrika ve Asya levhalarının sınırında olup, bu sınır Helenik yay üzerindeki Plini ve Strabo çukurluğunu da kapsamakta Afrika ve Anadolu bloğunun dalma batma zonunu da oluşturmaktadır [5]. Deprem episantır haritaları en aktif yörenin Dalaman’ı içine alan bu bölge Helenik yay üzerinde olduğunu yansıtmaktadır.

Dalaman kıyısından itibaren güney batı boyunca Rodos’a kadar olan bölgenin Akdeniz’in en derin yeri olması ve iki levhanın dalma-batma zonunun üzerinde yer alması ve bu bağlamda deprem olasılığı en uygun coğrafi konuma sahip olması nedenleriyle belki de Türkiye de deprem tehlikesinin yaşanabileceği en yüksek riskli yer olarak işaret edilmektedir

Afrika kıtasının Ege Denizi ve Batı Anadolu altına dalışında yıllık hızı 2-3 cm’ye ulaşmakta. Afrika Kıtası ile Anadolu Kıtasının aynı zamanda birbirine çarpışmasıyla Ege Denizi kabuğu ile Batı Anadolu Yunanistan kabuğunda büyük gerilmeler oluyor. Bu gerilmeler özellikle Güney Ege dalma-batma kuşağının Yunanistan tarafında son 5-6 yıldır 5 ve 6 büyüklüğünde depremler oluşturmuştur [5].

1900-2013 yılları arasında, Fethiye, Dalaman, Ortaca, Köyceğiz, Marmaris, Datça ve Bodrum civarında, büyüklükleri 3 ile 7.8 arasında değişen 3802 adet deprem meydana gelmiştir [6].

Bölgede son 100 yıllık zaman dilimindeki yıkıcı depremlerin büyük çoğunluğu özellikle 1941 ve 1957 yılları arasında oluşmuştur. Son 35 yıl içerisinde bölgede büyük deprem (M>6) olmamıştır. Bölgede M=7.5 büyüklüğünde depremler için yinelenme (tekrarlama) yaklaşık 96 yıl, M=7 büyüklüğündeki depremler için 33 yıl, M=6.5 büyüklüğündeki depremler için 11 yıl, M=6 büyüklüğündeki depremler için 4 yıl, M=5.5 büyüklüğündeki depremler için 1 yıl olarak bulunmuştur [6]. Kısaca yapılan istatistik çalışma, Dalaman’ı da içine alan bölgenin deprem riskinin yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

3 Ekim 2019 tarihinde Dalaman merkeze 19 km açıkta denizde 4 büyüklüğünde deprem olmuştur.

Dalaman’da tehlike yaratan aktif faylar

Aktif fay nedir: Jeolojik olarak son 10.000 yılda (Holosen Dönemi’nde) en az bir kez hareket etmiş ve deprem üretmiş olan faydır.

Dalaman Fayı: Dalaman Ovası’nı doğudan sınırlayan güneybatı-kuzeydoğu yönlü bir faydır. Dalaman sahilinde fay sarplıkları-falezleri açıkça görülür. Rodos Adası ucuna birleşir. Aslında bu tektonik yapı Afrika kıtası ile Anadolu kıtasının birbiri altına daldığı ve çarpıştığı zondur. Dalaman Kapıkargın Mahallesindeki sıcak su kaynağı bu faya bağlı çıkış yapmaktadır. 

Sarıgerme Fayı: Dalaman Çayı’nın Akdeniz’e döküldüğü yerde güneybatı-kuzeydoğu yönlü bir faydır. Fay sarplıkları-falezleri açıkça görülür. Dalaman Çayı bu bölümde faylanma sonucu bir dirsek oluşturarak batıya yönelerek denize dökülmektedir. Ortaca Fevziye Mahallesi’ndeki sıcak su kaynağı bu faya bağlı çıkış yapmaktadır. 

Dalaman ilçesi jeolojisi (kaya türü dağılımı)

Dalaman ilçesi jeoloji haritasına baktığımızda; ilçe merkezinin kurulduğu alan olan Dalaman Ovası 1.8 milyon ile günümüz arası yaşlı çakıl, kum, silt, kil ve çamurdan oluşan sıkılaşmamış zeminden oluşmaktadır. Bu gri alanlar en zayıf ve zayıf zeminleri oluşturur.

Haritada sarı alanlar 55 ile 33 milyon yıl arası yaşında kumtaşı, kiltaşı, silttaşı ve killi kireçtaşından; mavi alanlar 199 ile 65 milyon yıl arası yaşında kireçtaşları, koyu kahverengi alanlar okyanus kalıntısı 80 ile 65 milyon yıl arası yaşında peridotit, dünit, serpantin kaya birimlerinden oluşur. Bu zeminler orta derecede sağlam ve sağlam zeminlerdir.

Dalaman Ovası zemin özellikleri

Dalaman Çayı 1.8 milyon yıl ile günümüz arasındaki zaman aralığında, haritada görüldüğü üzere dört kez ovada yatak değiştirmiştir. Alüvyonlarla dolan ovada eğim %1-2 arasıdır. Dalaman Ovası’nda kalın bir alüvyon tabakası bulunur. Kalınlığı ortalama 30 metredir. Haritada gösterildiği üzere, en sığ 8 m, maksimum derinlik 100 metredir [1]. Dalaman Ovası, milyonlarca-binlerce yıldan bu yana Dalaman Çayı ile Tersakan Çayı’nın taşıdığı çakıl, kum, mil, silt, kil ve çamurdan oluşmaktadır. Dalaman ilçe merkezi olası bir depremde gösterecekleri tepkilere göre en zayıf, zayıf zeminlerdir. 

En zayıf zeminler

Bu tür zeminler 1.8 ile günümüz arası yaşlıalüvyon zeminlerdir. Dalaman Çayı ile Tersakan Çayı’nın milyonlarca yıldan bu yana Dalaman Ovası’na taşıdığı akarsu yataklarında dağılış gösteren alüvyonlar; yukarıdaki jeoloji haritasında gri gösterilen alanlardır. Çakıl, kum, silt, kil ve çamurdan oluşur. Materyaller gevşek ve çimentosuzdur. Birkaç metrede yer altı suyuna ulaşılmaktadır.

En zayıf zeminde depremin yıkıcı etkisi

Sıkılaşmamış, suya doygun gevşek zeminden oluşan alüvyon ovası üzerine kurulmuş olan Dalaman ilçe merkezinde, deprem dalgalarının vurucu etkisi, yapı türü ve dayanıksızlığı hasara ve can kaybına yol açabilir. Dalaman ilçe merkezi tamamı milyonlarca yılda oluşan alüvyonların, suya doygun gevşek zemin olan Dalaman Ovası üzerine kurulmuştur. Depremlerde yapı güvenliğinin ilk kriteri zeminin özellikleridir. İkinci kriter ise depreme dayanıklı yapı inşasıdır.

Bir yerin jeolojik özellikleri (kaya türü dağılımı), tektoniği (faylar, kırıklar, kıvrımlar), yüzey şekli topoğrafyası, jeomorfolojik, yer altı suyu davranışı, hidrojeolojik özellikleri o yerin yerel zemin özelliklerini oluşturur. Farklı zeminler, farklı kaya türü üzerindeki yapıların, aynı şiddetteki bir depremde yer hareketine karşı davranışları, farklı derecelerde hasar gördükleri, geçmiş depremlerin yarattığı hasarlara bakıldığında açıkça görülmektedir. Bu durum, deprem dalgalarının geçtikleri zeminlerin özelliklerine göre değişime uğradıklarını ortaya koymaktadır. Yerel zemin özelliklerinin yapılarda hasar oluşturacak etkileri zemin büyütmesi, sıvılaşma, yamaçlarda kaymalar, zeminde çökme şeklinde olmaktadır.

Alüvyon zemin çakıl, kum, silt, kil, çamurdan oluşur. Kum ve silt taneleri gözeneklerinde su bulunur. Kil mineralleri içeren bütün kayaçlar yüksek iletkenliğe sahip olmasına rağmen, suyun elektrik iletkenliği zayıftır.

Depremde ilk hissedilen Primer dalgaları boyuna dalgalardır. Bunlar basınç dalgaları olup, katı, sıvı ve gazlarda hareket eder ve cisimleri ileri geri hareket ettirir. Bina ileri hareket eder; tekrar geri gelir. İkincil dalga olan Segonder deprem dalgaları aşağı, yukarı, ileri, geri cisimleri hareket ettirir. Enine sismik dalga olup, katılarda hareket eder; sıvı ve gazlarda hareket edemez. Dalgalarda sörf hareketi gibi cisim yukarı çıkar ve geri iner. Deprem enerjisi yüzeye ulaştığında havuzun yüzeyindeki su dalgaları gibi yüzey dalgalarına dönüşür ve asıl yıkıcı etkiyi bu Love ve Rayleigh sismik dalgalar yapar. Cisimler gölde sallanan kayık gibi yükselir; geri iner.

Kil mineralleri içeren bütün kayaçlar yüksek iletkenliğe sahip olmasına rağmen, suyun elektrik iletkenliği zayıftır. Alüvyon zemin çakıl, kum, silt, kil, çamurdan oluşur. Kum ve silt taneleri gözeneklerinde su bulunur. Deprem dalgalarının genliği ve zaman aralıkları genellikle ana kayaçtan zayıf pekişmiş ya da suya doygun alüvyon malzemeye geçtiğinde artar. Bu yüzden zayıf malzeme üzerine yapılmış olan binalar, ana kayaç üzerine yapılmış olanlara göre daha çok hasar görür [7].  

Zayıf zeminler

Genellikle 5 ile 1.8 milyon yıl arası yaşlı birikinti konileri ve yamaç molozlarından oluşur. Dalaman Çayı ile Tersakan Çayı’nın ova tabanına doğru akış gösteren dereler, ovaya ulaştıkları alanlarda Dereköy Mevkii’nde görüldüğü üzere küçük boyutlu birikinti konileri oluşturmuşlardır. Tane çapı çok değişken olup çamur ve silt boyutundan blok boyutuna ulaşan kayaç parçaları içerir. Eğim nedeniyle yeraltı su seviyesinden yoksun ya da derinde olması alüvyonlara göre tek avantajdır.

Orta derecede sağlam zeminler

Bu tür zemin bileşimi 13.5 ile 2 milyon yıl arası yaşlı çakıltaşı, kumtaşı, silttaşı, kiltaşı ve çamurtaşından oluşur. Depremde kayma, kopma ve heyelanlar şeklinde reaksiyon gösterebilir.

Sağlam zeminler

Dalaman Ovası’nı çevreleyen alüvyon olmayan farklı kaya türlerinden oluşur.

Soldaki haritada gösterilmiştir.

Dalaman Ovası’nda sıvılaşma tehlikesi

Dalaman Ovası kum, mil, silt, kil ve çamurdan oluşmaktadır. Kum, mil, kil ve çamurdan oluşan zemine sismik kuvvet etki ettiğinde, kum tanecikleri arasındaki denge bozularak kumla birlikte su yüzeye çıkmakta ve yüzeye çıkan su ve kum karışımı, bulamaç halini alan zeminin bir sıvı gibi davranmasına yol açmaktadır. Bir sıvı gibi davranan zemin üzerindeki binalarda hasarlar, yana yatmalar olmaktadır. Bu olaya sıvılaşma-zemin yenilmesi denilmektedir. Gevşek zemin sarsıntı ile birlikte dip suyunu içine alarak sıvılaşır. Üzerindeki binalar da sıvılaşan zemine gömülür. Bu nedenle gevşek zemin depremlerde çok tehlikelidir.

Ovanın Dalaman merkez ve kuzeyine doğru alanlarda zemin çok ince kum ve silt boyu malzemeden, yani gevşek zeminden oluşmaktadır. Deprem sarsıntısında en fazla sıvılaşma olayı çok ince-siltli zeminde olmaktadır. Oluşabilecek büyük depremde Dalaman Ovası’nda sıvılaşma gelişecek ve üzerindeki binalarda yan yatmalar, gömülmeler ya da rotasyonlar olacaktır.

Suya doygun, gevşek kumlu zeminler, tekrarlı yükler etkisinde, sıkışma ve hacim daralması eğilimi gösterir. Bu eğilim, drenajın olmadığı koşullarda, boşluk suyu basıncını artırır. Tekrarlı yükler kum tabakası içindeki boşluk suyu basıncının artmasını desteklediği zaman, toplam normal gerilme, boşluk suyu basıncına eşit değere ulaşabilir [3]. Bu durumda, kohezyonsuz zemin kayma direnimini kaybeder ve bir sıvı gibi davranarak büyük yer değiştirmelerine maruz kalır. Böylece sıvılaşma evresine geçilmiş olur [5].  Yapılaşmanın yoğun olduğu alüvyonların yumuşak ve gevşek zemin özelliğinde olması ve yer altı suyu seviyesinin yüzeye yakınlığı (genelde 0.5-10 m), depremin şiddetini 2- ile 3 derece daha arttırır. Olası depremde Dalaman’da hasarın artmasına sebep olur.

Sıvılaşma suya doygun olan kumlu, çamurlu zeminlerde, sonradan kurutulmuş göl ve akarsu taşkın ovalarında, akarsu ve deniz kıyılarında olmaktadır. Denizden kazanılmış dolgu zeminleri, eski alüvyon yatağı zeminler depreme karşı son derece dayanıksız zeminlerdir.

Dalaman’da olası deprem etkisi nasıl olacaktır?

Dalaman ilçe merkezi Dalaman fayı üzerindedir. Dalaman, alüvyon zemin üzerine kurulmuştur. Dere yatakları, alüvyonlar, plaj ve bataklık ortamları depremlerden en fazla etkilenecek bölgelerdir. Zayıf binalar depremde yıkılacak, can ve mal kaybına yol açabilecektir. Deniz kıyılarındaki ve kıyıya yakın alanlardaki bina ve tesisler en fazla zarar görecek yapılardır. Dere yatakları, alüvyonlar, plaj ve bataklık ortamları depremlerden en fazla etkilenecek bölgelerdir. Fakat özellikle yasal olarak da yasak olmasına rağmen Ortaca Sarıgerme’de sahildeki yapılar gelecek depremler için ciddi sınavlar vereceklerdir.

Yapı stoku açısından bakıldığında, bölgede genellikle az katlı betonarme yazlık binaların bulunması olumlu bir durumdur. Fakat özellikle yasal olarak da yasak olmasına rağmen işgal edilen kumsallar özerine yapılan özellikle çok katlı yapılar gelecek depremler için ciddi sınavlar vereceklerdir.

Dalaman, alüvyonu üzerinde olası depremde en fazla sıvılaşmanın oluşacağı ve deprem hasarlarının olacağı yerler olacaklardır. Kıyılarda ve alüvyonlar üzerinde yüksek katlı yapılara izin verilmemelidir. Dalaman Çayı deltası üzerindeki Ortaca ve özellikle Dalaman, olası depremde en fazla sıvılaşmanın oluşacağı ve deprem hasarlarının olacağı yerler olacaklardır. Kıyılarda ve alüvyonlar üzerinde yüksek katlı yapılara izin verilmemelidir.

Dalaman yerleşimi için bölgesel zemin etütleri

Özellikle yeni yerleşim bölgelerinin belirlenmesinde ve mevcut yerleşim bölgelerinin imara yeni açılacak kesimleri için gerçekleştirilecek olan yerleşim alanı seçiminin planlanmasında esas alınacak bölgesel etütler, aşağıda belirtilen aşamalardan/unsurlardan ve bunlara ilişkin teknik belgelerden oluşmalıdır [8].

  • Topografik koşullar (morfolojik harita),
  • Jeolojik koşullar (jeoloji haritası ve kesitleri),
  • Bölgenin sismisitesi, aktif fayların konumu, uzanımı ve yapılaşma için planlanan alana uzaklığı (sismotektonik harita),
  • Hidrojeolojik değerlendirme (yer altı suyu haritası),
  • İncelenen alan genelinde kaya ve toprak zeminlerin sınırlarının ayırtlanıp bunların inşaat mühendisliği tasarımında önem taşıyan jeoteknik parametrelerinin ve dinamik özelliklerinin tayini,
  • Doğal afetlere ilişkin değerlendirmeler:
  • Aktif potansiyel heyelan alanları,
  • Taşkın potansiyeline maruz kalabilecek alanlar,
  • Gevşek toprak zeminlerin ve ayrışmış zonların yayılımı,
  • Gevşek zeminlerde sıvılaşma potansiyeli gibi risklerin değerlendirilmesi ve bunlara ilişkin zon haritalarının yapılması,
  • Tüm haritaların birlikte değerlendirilmesiyle (üst üste çakıştırılarak tek bir harita haline getirilmesiyle) “mühendislik jeolojisi” ve “arazi kullanım” haritalarının hazırlanması [8].

Mikrobölgelendirme haritaları

Özellikle yerleşim birimlerine özgü olarak, kentsel yerleşim ve sanayi bölgelerinde deprem tehlikesinin belirlenmesi amacıyla hazırlanan ve kullanılan mikrobölgelendirme haritalarının büyük bir önemi vardır [4].

Depremi sonuçlayan yer hareketinin parametrelerinin ulaşacağı azami seviyeler ve deprem etkisiyle oluşacak zemin sıvılaşmaları, heyelanlar, su baskınları gibi ikincil etkilerin sınırlarının belirlenmesini sağlayan bu haritalar, kentsel bölgelerde meydana gelebilecek büyük depremlerin oluşturacağı hasarları ve sosyo-ekonomik kayıpları tahmin etmeye yarayan ve Deprem Senaryoları olarak adlandırılan çalışmalar için önemli bir veri kaynağı durumundadır [8].  

Dalaman nerede kurulmalı?

Muğla ilçeleri 2022 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre Türkiye’de en fazla nüfus artışı olan yerlerdir. Dalaman’ın 2021 yılındaki 44.386 olan nüfusu, 2022’de 3.096 artış göstererek 47.482 olmuştur.  2021’de bir önceki yıla göre bu artış 1.350 idi. Son on yılda ise bölgenin nüfusu yaklaşık 13.000 artış göstermiştir. Dalaman yerleşimi giderek ovaya yayılmaktadır, ancak buna izin verilmemelidir.

Konut alanları depremden etkilenme riskinin daha yüksek olduğu dolgu zeminler üzerine yapılmamalıdır. Yeni yerleşim alanları Dalaman ilçe merkezi kuzeyi, doğu ve batısındaki depreme karşı daha dayanıklı, taban suyu seviyesinin düşük olduğu yukarıdaki haritalarda gösterilen sağlam zeminlere kaydırılmalıdır. Konutların kat yükseklikleri zeminin yapısına uygun olmalıdır. Kaya zeminler üzerinde 7-8 kat, dolgu zeminler üzerinde 1 ile 2 katı geçmemelidir. Yöreye uygun temel tipleri seçilmeli, zorunlu olmadıkça bitişik düzen yapılaşma tercih edilmemelidir. Konutlar plan ve proje dâhilinde inşa edilmelidir. Dalaman-Ortaca-Köyceğiz-Dalyan ovaları bölgede başta narenciye başta olmak üzere tarımsal faaliyet yapılan alanlardır.

Eğer tarımdan vazgeçip turizm tercih edilirse, yapılaşma denetim altına alınamaz ve ova giderek yapılaşmaya açılırsa, Dalaman-Ortaca sulama projesi ne yazık ki kısa sürede işlevini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tarım alanları da giderek daralacaktır. Dalaman Çayı’nın taşkın düzlüğü olan Ortaca ilçesi sınırlarında kalan alüvyon ovası da en zayıf zemini oluşturmaktadır. Ortaca’nın Dalaman Çayı batı bölümündeki Sarıgerme’ye kadar olan yerleşimler en zayıf zemin üzerindedirler. En riskli yerlerin başında da Sarıgerme sahili gelmektedir.

Dalaman Ovası’ndaki Adatepe şeklinde dağılım gösteren, güneyden kuzeye doğru Karataşı Tepe (62 m), Aladağ Tepe (130 m), Mezarlık Tepe (57 m), Gökdağ Tepe (169 m) ve Topçu Tepe (158 m); doğu Dalaman Ovası’nın kuzeyinde ise Oyuk Tepe (161 m), Göl Tepe (94 m), Gür Tepe (52 m) yer alır. Batı Dalaman Ovası’nın kuzeyinde Dalaman Çayı’nın batı tarafında yer alan Ören Tepe (302 m) diğer bir Adatepe oluşumudur. Bu tepelerin uygun alanları bazı tesis ve yapılar için kullanılabilir.

Dalaman yapı inşasında kullanılan agrega riski

Dalaman’ın yapı inşasında beton için agrega olarak, yaklaşık 20 yıldan bu yana Kayadibi taş ocaklarından temin edilen dolomit malzemesinin de kullanıldığı bilinmektedir. İşletilen taş ocakları ruhsatlarında kalker diye yer almasına karşılık, malzeme dolomittir. Dolomit kayasından üretilen malzeme sergi ve dolgu, hazır beton ve asfalt için uygun değildir. Bu konuda gerekli önlem alınmasını 14 Ekim 2021 tarihli CİMER başvurumda ifade etmiştim.

Dolomit kalsiyum-magnezyum karbonat CaMg(CO3)2 bileşimlidir. Gözenek hacmi yüksektir. Asidik ortamda ve yağmur suyu ile kolayca eriyebilir, toz haline gelir, mukavemeti düşer. Beton içinde agrega olarak dolomit kullanıldığında, çimento içindeki alkali hidroksitlerle alkali-karbonat reaksiyonu yapar ve hacim genişlemesi olur. Gözeneklerindeki su donar ve genişleme ile parçalanır ve asfalt yollarda çukurlar oluşur. Beton çatlar, mukavemeti zayıflar. Dolomitin bileşimindeki magnezyum, betonun kalitesini düşürür ve binaların güvenliği tehlikeye girer. Üretilen dolomit malzeme, en riskli deprem bölgesinde yer alan Dalaman ve çevredeki binaların güvenliği bakımından yapılarda kullanılmamalıdır.

Dalaman, Ortaca başta olmak üzere daha başka nerelerde yapı inşasında bu dolomit malzeme kullanılmış ise, binaların depremsellik yönünden gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Depremden korunmaya çözüm önerisi

  1. Eğitimlerle, deprem bilinci oluşturulmalıdır.
  2. Dalaman Ovası’nda en kalın alüvyon, Havalimanı-Dalaman merkez ile kuzeyinde uzanan bir zon boyuncadır. Ovada, tarım alanları ve kıyılarda yapılaşmaya izin verilmemelidir.
  3. Depreme dayanıklı binalar ve tesisler yapılmalı, mevcut olanları iyileştirilmelidir.

Dr. Eşref Atabey

Jeoloji Yüksek Mühendisi – Tıbbi Jeoloji Uzmanı – Yazar

Kaynaklar

[1] Ali Çeker. 2016. Doğal ortamın (jeomorfoloji-hidrografya) tarımsal faaliyetlere etkileri bağlamında bir alan incelemesi: Dalaman Ovası Örneği. Yenifikir Derg. Yıl: 7, Sayı: 16, 29-50.

[2] https://www.temizmekan.com/dalaman-ovasi-sulama-ve-taskin-koruma-projesi/

[3] https://www.bodrumguncelhaber.com/72739-2/

[4] Atabey, E. 2013. Muğla ili Tıbbi jeolojik unsurları ve halk sağlığı. Muğla Belediyesi yayınları-13.

[5] Atabey, E. 2018. Deprem ve Tsunami. Asi Kitap 83, Araştırma 55, 309s. İstanbul.

[6] Kalafat, D. Yavuz, G. ve Kekovalı, K. 2005. Mavi Ağ Projesi ve Muğla Bölgesi’nin depremselliğinin eş-zamanlı takibi. Deprem sempozyumu, 23-25  Mart-2005, Kocaeli.

[7] J. S. Monroe ve R. Wicander. 2004. Physical Geology (Fiziksel Jeoloji Yeryuvarının araştırılması; Türkçe baskıya hazırlayanlar. K. Dirik ve M. Şener). TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Çeviri Serisi No:1, 642s.

[8] Reşat Ulusay. 1999. Kentleşme sürecinde yer seçimi ve depreme dayanıklı yapı inşasında jeolojik-jeoteknik etütlerin önemi ve işlevi, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları, 51, Teknik Kılavuzlar serisi, 6,23 s, Ankara.

Mustafa Şenel. 1997. Fethiye L7 (O21) paftası jeoloji haritası. MTA yayını.

Bozcu, M. Yağmurlu, F. ve Şentürk, M. 2007. Fethiye-Burdur fay zonunun bazı neotektonik ve paleosismolojik özellikleri, GB-Türkiye. Jeoloji Mühendisliği Dergisi 31,1.

İlgili Diğer Haberler

Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanır. Bu konuda sorun yaşamadığınızı varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku